NFT’ler, 2021’in sonundan bu yana ciddi bir benimsenme görerek popülaritesini giderek artırıyor. Ancak şüpheci yorumcular, NFT’ler için çoğunlukla aldatmaca ve geçecek bir heves olduğunu veya daha öteye giderek çevreye zarar verdiğini savunuyor. Ancak işin özüne bakıldığında dolandırıcılık faaliyetlerin direkt olarak sektörle bağdaştırılmaması gerektiği ve aslında NFT’lerin ne olduğunun anlaşılması gerektiği önem taşıyor. NFT’ler Aldatmaca mı? NFT’ler, bir yandan sanatçıyı kontratlama sistemi ile korurken öte yandan da türünün tek örneği oluşuyla yatırımcılarına nadirlik vadediyor. Yani NFT’ler, blockchainde kayıtlı oluşuyla hem sanatçısını hem de yatırımcısını koruyor. Teknik terimleri bir kenara bırakıp basitçe anlatmak gerekirse NFT’ler, nasıl ki şehirler arası bir otobüs için koltuk biletinin 24 numara için tek oluşu internet üzerinden doğrulanabiliyorsa aynı şekilde blockchainde doğrulanıyor ve bir kopyası yapılamıyor. Ayrıca NFT piyasası da diğer tüm piyasalar gibi dolandırıcılık faaliyetleri içerebiliyor. Ancak bu noktada her gelen spam mailini, mailin temelinde bir aldatmaca olarak adlandırmıyorsak aynı şekilde NFT koleksiyonları da her ne kadar rug pull ve hack faaliyetlerine maruz kalsa da bunun direkt sektörle alakalı olduğu söylenemez. Bunun yanı sıra NFT’ler, ispatlanabilirlik açısından gerçek sanat eserlerine oranla daha iyi bir yerde bulunuyor. Teknolojik inovasyonla NFT’ler, blockchaindeki işlem geçmişi ile yatırımcıya ve sanatçıya güven vaat ediyor. Örneğin elinizdeki bir sanat eserinin gerçekten ünlü bir ressama ait olduğunu ispatlamak için uzman görüşü gerekebiliyor veya daha önce ünlü bir kişiye ait olduğunu söylemek inandırıcı olmayabiliyor. Ancak NFT’ler, blockchaindeki her işlemin görülebilmesiyle bu noktada hem nadirliğini hem önceki sahiplerini hem de gerçekliğini gözler önüne seriyor. Gelecekte Ne Olacak? Tüm bunların ötesinde NFT’ler, ilgili koleksiyonun ekosistemine katılım sunmasıyla […]
